insanların düşünmesine de engel olan bir eğitim ve medya var. İnsanların düşüncesi yasaklanmış vaziyette. Biz insanların düşünmesinin önünü açmak istiyoruz. Düşünmek, soru sormakla başlar.

Ahmet Altan

14 Şubat 2007 Çarşamba

14 Şubat 2007 INGILTERE Basın Özeti

Daily Telegraph'ın dış haber sayfalarında Orhan Pamuk'la ilgili bir haber var: "Hayatından korkan Türk romancı Amerika'ya kaçtı."

Daily Telegraph'ın ifadesiyle, entellektüellerin mahkeme yoluyla ve hatta kurşunla sindirilmeye çalışıldığı bir ortam hakim Türkiye'ye.

Gazete Hrant Dink cinayetinin ertesinde, kendi can güvenliğinden de kaygı duyduğunu söyleyen Orhan Pamuk'un New York'a gittiğini ve yakın dostlarına ne zaman geri döneceğinin belli olmadığını söylediğini bildiriyor.

Gazeteci Fatih Altaylı'yı alıntılayan Daily Telegraph, Türkiye'nin Nobel ödüllü yazarının 'sessizce sürgüne gittiği' görüşüne yer veriyor.

Telegraph'a göre, Orhan Pamuk'un bir dizi konuşma yapmak için gideceği Almanya gezisini aniden iptal ettiğini açıklaması da bu gergin durumla ilintili.

Dink suikasti zanlılarından birinin "Orhan Pamuk akıllı olsun" tehdidinde bulunduğunu yazan Daily Telegraph, "Türkiye'nin en meşhur yazarı anavatanında kendini güvende hissedemiyorsa, Avrupa Birliği ile ilişkileri yeni bir darbe alacaktır" diyor.

Oliver Twist hala sağ mı?

Bu sabah hem Guardian hem de Independent'ta manşete yerleşen BM araştırmasına göre, gelişmiş ülkeler arasında bir karşılaştırma yapılsa acaba hangi ülkede doğan çocuk en talihsiz çıkar?

İki gazetenin de ön sayfalarında iri puntolarla "İngiltere" yazılı.

Dünyanın 21 zengin ekonomisinde çocukların yaşam standartlarını ölçen araştırmanın sonuçlarına göre İngiltere listenin en dibinde.

Eğitim, sağlık, aile ilişkileri ve maddi olanak gibi farklı cetvellere göre yapılan hesapların sonuçta bir ortalaması alınmış.

Guardian, İngiliz çocukların yaklaşık yüzde 16'sının yoksulluk sınırının altında yaşadığını yazıyor.

Independent, 21 ülke arasında bu konuda İngiltere'den sadece İrlanda, Polonya ve Macaristan'ın daha kötü olduğunu söylüyor.

Eğitimde İngiltere, 17'inci sırada.

Guardian, 15 yaşındaki İngiliz gençlerin yüzde 35'i aşkın bir kısmının, geleceğini kalifiye olmayan işlerde gördüğünün ortaya çıktığını bildiriyor.

Kendini mutlu ve hayatından memnun hisseden gençler, İngiltere'de nadir.

Rapora göre gelişmiş dünyada en mutsuz çocukların ülkesi, İngiltere.

Independent seks, alkol ve uyuşturucuyla en genç yaşta tanışan ve en çok risk alan gençlerin diğer gelişmiş ülkelere kıyasla açık farkla İngiltere'de olduğuna dikkat çekiyor.

Gazete, aile ve arkadaşlık ilişkileri en kopuk gençlerin de BM taramasına göre İngiltere'de yaşadığını yazıyor.

İngiltere'den sonra genel ortalaması en düşük olan ikinci ülke ise ABD.

Gazetelerin aktardığı listeye göre gelişmiş dünyanın en mutlu çocukları nerede peki?

Baş sıraya oturan Hollanda'yı İsveç, Danimarka ve Finlandiya takip ediyor.

Avrupa Parlamentosu'nun tekdüze renkleri

Guardian'ın bugünkü ekine başlık konusu olan bir liste daha var gündemde.

Avrupa Parlamentosu'ndaki 785 milletvekilinin etnik listesi...

Peki kaçı beyaz Avrupalı, kaçı değil? Aralarından sadece 9'unun beyaz olmadığını yazan Guardian, şaşkınlık içinde.

Sözkonusu 9 AP milletvekilinden 5'i, İngiltere'den geliyor.

Guardian, Türk veya Kürt kökenli milletvekillerini de soyları Avrupa dışından geldiği için aynı listeye katarsak, 9 yerine sayının 13'e ulaştığını yazıyor.

"Bu 785 temsilci arasında oranları yüzde 1,1" diyor gazete.

Oysa günümüzde beyaz olmayan en az 25 milyon kişinin Avrupa Birliği'nde yaşadığını ve göç yoluyla sayılarının giderek arttığını yazan Guardian, Avrupa'da toplam nüfusun en az yüzde 5'ini temsil ettiklerini belirtiyor.

Gazete parlamentonun etnik dağılımındaki bu dengesizliğin varlığından ziyade, bu durumu Avrupa Birliği içinde neredeyse hiç garipseyen olmayışını sorguluyor.

İran'a mesaj

Daily Telegraph'ın bu sabahki manşet haberlerinden biri, Kuzey Kore'nin nükleer programına ilişkin pazarlıklarda vardığı anlaşma.

Pyongyang yönetimine tartışmalı nükleer faaliyetlerini durdurması karşılığında akıryakıt yardımı dahil bir dizi taviz verilecek.

Amerikalı yetkililerin sözlerini aktaran Daily Telegraph, "İran'a mesaj" diye yazıyor.

Ama, nasıl bir mesaj?

ABD Dışişleri Bakanı Condoleezza Rice'a gazetecilerin "Demek yaramazlık yapanları cezalandırmak yerine tavizler mi veriyorsunuz?" diye sorduğunu aktaran Daily Telegraph, Rice'ın ise Kuzey Kore anlaşmasını Amerika'nın kararlılığının bir göstergesi olarak yorumlayıp, "İran'a bir mesaj gönderdik" dediğini yazıyor.

Tahran'ın parmağı var mı?

Amerikalı yetkililerin birkaç gün önce İran'a yönelttiği suçlamalara gelince...

İran hükümetinin Irak'taki direniş hareketine silah sağladığı iddiaları, "Bağdat'tan sonra sıra Tahran'da mı" sorusunu yeniden gündeme taşımıştı.

Fakat Financial Times, ABD Genel Kurmay Başkanı Peter Pace'in dün çok daha yumuşak çizgide açıklamalarıyla dikkat çektiğini yazıyor.

Financial Times'a göre Bush hükümeti içinde şu sıralarda kimileri İran konusunda tansiyonu yükseltmeye çalışırken, diğerlerininse bunun tam aksine ortamı yumuşatmaya çalıştığına tanık oluyoruz.

Gazete Amerikan ordusunun en tepesindeki generalin, bazı silahlarda İran bağlantısının görüldüğünü, fakat bunun İran hükümetinin doğrudan parmağı olduğu şeklinde tercüme edilemeyeceğini söylediğini yazıyor.

İngiliz ilaç sanayiine dev soruşturma

Guardian'da yer alan bir soruşturma haberi, Irak'ın işgalinden önceki yıllarla ilgili.

İlk Körfez Savaşı'nın ardından 90'ların ekonomik yaptırımlar döneminde Irak'a uygulanan gıda karşılığında petrol anlaşmasını delerek, Saddam Hüseyin iktidarına büyük rüşvetler verdiği iddia edilen İngiliz firmaları hakkında, Ciddi Yolsuzluk Dairesi'nin geniş bir soruşturma açtığı bildiriliyor.

Guardian soruşturmada ilaç sanayiinin dev şirketlerinin de isminin geçtiğine dikkat çekiyor.

Dünyanın en büyük ilaç şirketleri arasında yer alan GlaxoSmithKline'ın Saddam Hüseyin rejimine verdiği iddia edilen rüşvet, 1 milyon dolara yakın.

Gazete, İngiltere'nin diğer büyük ilaç firmalarından Astra-Zeneca ve Eli Lilly'nin de suçlandığını yazıyor.

Guardian'a göre üç yıl sürmesi beklenen soruşturmanın masrafları için Yolsuzluk Dairesi'ne 22 milyon sterlin fon ayrıldı.

Aşkın çirkin yüzü

Ve son olarak, 14 Şubat Sevgililer Günü'nde tarihin iki meşhur sevgilisi hakkında açığa çıkan 'çirkin gerçekler'.

Independent, "Belli ki Shakespeare yanılmış" diye yazıyor.

Tarihin belki de en büyük iki aşığı olan Anthony ve Kleopatra, her ikisinin de kabartma resimlerini taşıyan 2000 yıllık paralar biraz dikkatlice incelenince, ne Shakespeare'in anlattığı kadar alımlılar, ne de 1963'te çekilen ünlü Hollywood filminde olduğu kadar cezbedici.

Antik sikkenin üzerinde daracık bir alın, sivri bir çene ve koca bir burunla resmedilen Kleopatra'nın eşkali, Elizabeth Taylor'dan fersah fersah uzakta.

Independent, 'patlak gözlü ve karga burunlu Anthony'nin' de pek Richard Burton'a benzmediğini yazıyor.

Nadide sikkeler bugünden itibaren İngiltere'nin Newcastle Üniversitesi'nde halka açık sergileniyor.

Hiç yorum yok: