insanların düşünmesine de engel olan bir eğitim ve medya var. İnsanların düşüncesi yasaklanmış vaziyette. Biz insanların düşünmesinin önünü açmak istiyoruz. Düşünmek, soru sormakla başlar.

Ahmet Altan

13 Şubat 2007 Salı


AB TUTKUNLUGU

Hic sevmedigim bir kelimedir ; "Felaket Tellalligi“

Malesef söylemeden gecemiyecegim.


AB ye katilma arzusu sanki devlet politikasi haline geldi, ama nasil geldi.

Agzini acan her sahsin diline doladigi laf, Mustafa Kemal demisti ya;


"Muhassir medeniyetler"


diye lafa baslayip mangalda kül birakmiyanlar.

Neden? bu kadar AB'ye giris arzu ediliyor anlamis degilim. Tamam Gazi nin dedigine kimsenin itirazi yok, tabii ki yüksek teknoloji, tabii ki demokrasi, insan haklari, kaliteli egitim, kaliteli saglik hizmetleri, kimin bunlara itirazi olabilir.


Malesef bu istek ve arzular bizim AB'ye katildigimizin ertesi günü, sanki sihirli deynegi dokundurunca olacakmis gibi halka empoze edilmeye calisiliyor.

Bunun öyle olmadigini AB'ye katilan Bulgaristan, Macaristana bakarsak anlariz.

Türkiye'nin Tansu Ciller hükümeti döneminde, Gümrük Birligi anlasmasini imzaladigi günden beri zarari 85 Milyar Dolar, evet yanlis okumuyorsunuz fazlasi var eksigi yok.


Simdi hep beraber düsünelim, bu parayla neler yapilmazdi. Hatirlarsaniz Kemal Dervis´in dünya bankasindan aldigi kredinin miktari 10 Milyar dolardi ve Türkiye ekonomisini düzlüge cikardi.


85 Milyar dolar ile neler yapilbilecegini siz tassavvur ediniz.


Bir inat ugruna bunca zarar niye, anlamis degilim.


Simdi Mustafa Kemal bu durumu görse, acaba, hala devam cocuklar iyi yapiyorsunuz mu derdi?


Yoksa tersini mi?


Onun icin herkes artik Ata´nin arkasina siginmaktan vaz gecsin. Böyle bir poltikayi Ata'ni hedefleriyle bagdastiramayiz.


Tasima suyla degirmen dönmez.


Türk sanayicisinin 2006 yili ihracat geliri de 85 Milar dolar.


2007 hedefi 100 Milyar dolar. Demek AB olmadan da oluyor.

Iste en güzel milliyetcilik, lusalcilik, halkcilik, bagimsizlik, adini ne koyarsaniz koyun, artik devir, kilic kalkan devri degil.


Ekonomik güclülük, bize arzu ettigimiz itibari otomatikman kazandirir.


Biz Avrupali gibi yasamak istiyoruz. Türk gelenek ve göreneklerini göz ardi ederek degil.
Bizim hamurumuz baska, istesek de Avrupali olamayiz. Hic de niyetimiz yok.

Türkiye AB'ye giricekse davet edilerek girsin, siginma gibi degil.


Artik benim karnim Avrupa'linin verdigi o “Türkiye'siz AB düsünülemez” gibi ici bos laflara tok.

Zaten Avrupalidan samimiyet beklemek en büyük gaflet olur.


Duyyun-i Umumiye, sizlere bir seyler hatirlatiyordur sanirim.

Yapacak cok isimiz var.

Artik kavga, gürültü, alt kimlik, üst kimlik, bas örtüsü, YÖK, Ermeni, Kürt, Türk gibi tartismalarla kaybedecek zamanimiz yok.


Bu milletin polisi de var, bekcisi de var, kanun ve yasalari da var.


Siz vatandaslik görevinizi yapin.

Kolay gelsin herkese...


Ilhan Bingöl

Hiç yorum yok: