insanların düşünmesine de engel olan bir eğitim ve medya var. İnsanların düşüncesi yasaklanmış vaziyette. Biz insanların düşünmesinin önünü açmak istiyoruz. Düşünmek, soru sormakla başlar.

Ahmet Altan

14 Şubat 2007 Çarşamba


Büyükanıt: Biz icazeti halktan alırız

Genelkurmay Başkanı Orgeneral Yaşar Büyükanıt, Türkiye’yi bölmeyi rüyalarında görenlerin, bu rüyalarının sonunda kabusla uyanacağını, rejimi değiştirmek isteyen "sapkınların" da düş kırıklığına uğrayacağını söyledi. Büyükanıt, Türk Silahlı Kuvvetleri'nin (TSK) icazeti sadece "halktan" aldığını vurguladı.
Türkiye’nin Washington Büyükelçisi Nabi Şensoy'un önceki akşam onuruna resepsiyon verdiği Büyükanıt, ABD'de yaşayan Türklerin de katıldığı yemekte konuştu. Katılımcıların alkışları ve tezahüratlarına sahne olan resepsiyonda Büyükanıt şunları söyledi:


IRAK BÖLÜNME TEHLİKESİ İÇİNDE:

Bugün Türkiye, cumhuriyetin kurulduğu 1923'ten bu yana hiç bu kadar çeşitli risklerle, tehditlerle karşı karşıya kalmamıştır. Hududumuzun hemen ötesinde Irak sorunu var. Kuzeyi ayrı, bütünü ayrı sorun. Irak bölünme tehlikesiyle karşı karşıya. Bunu kimse inkâr edemez. Irak’ın kuzeyinde bir terör örgütü var. Bu sorun Türkiye’nin içiyle ve sınırındaki Irak'la ilgilidir. Türkiye’nin Kıbrıs’la ilgili sorunu vardır. Türkiye’nin kuzeyi Kafkasya bölgesi, sınırı İran, potansiyel risk bölgeleridir. Güvenlik boyutunda AB ile ilişkilerimizde bazı sıkıntılar vardır. (Bu sırada salondaki bir konuk yüksek sesle "iç problemlerimiz var paşam" dedi) Türkiye’nin karşı karşıya olduğu sorunlar maalesef kendi aralarında dokusal bir ilişki içindedir. Kuzey Irak’taki, Türkiye’deki terör sorunuyla Irak’ın bütünlüğü konusundaki sorunlarımız birbirinden ayrılamaz. Bu dokusal sorunları çözerken, gerçekten Türkiye’nin çok sağlıklı ve tutarlı politikalar üretip uygulaması kaçınılmazdır.

19 MAYIS'TAN DAHA MI KÖTÜ:

Türkiye Cumhuriyeti çok büyük, kuvvetli bir devlettir. Bu yüzden, bize güvenen insanlara soruyorum, bugünkü durumumuz Samsun’a çıkmadan önce, 16 Mayıs 1919’da Atatürk’ün karşı karşıya olduğu sorunlardan daha mı büyük? Atatürk Samsun’a çıkmadan ordusu, parası, doğru dürüst bir yetkisi yok, 10 senelik bir savaşla yok olmuş bir Anadolu. Anadolu insanı ki, yıllarca harp etmiş, bayanlarda okuma - yazma oranı yüzde 5, erkeklerde yüzde 10. Atatürk tüm bu olumsuzluklara karşı 'lumsuzlukları yenebiliriz' diyebiliyor. Peki şimdi Türkiye Cumhuriyeti bu kadar mı kötü durumda? Değil. Türkiye Cumhuriyeti ve onu oluşturan insanlar, ümitsiz olduklarında gerek bireysel, gerek kurumsal olarak her şeyini kaybeder. Türkiye Cumhuriyeti insanları şu anda öyle değil. Kendimize güvenmemiz, Türkiye'nin gücünün bilincinde olmamız lazım. Bazen bu değerlendirmeyi yanlış yaptık. Türkiye, onun bunun iteleyeceği bir ülke değildir.


DİNAMİK GÜÇLER:

Korkularımızın üstesinden gelmemiz lazım. 'Türkiye bölünüyor' diyorlar, kim Türkiye’yi bölecek? Kimin gücü buna yeter, onu söyleyin (salondan 'kimsenin' sesleri yükseldi). Bölmeyi rüyalarında görenler, Türkiye’yi koruyan dinamik güçler var olduğu sürece kabusla uyanacak ve derslerini alacak. Kimse Türkiye’yi bölemez, cesaret edemez. Bunu düşünenlerin gereğini yaparız, yapmaktayız, yapacağız. Hayal kuranlar, hayal kuranlara destek verenler var. Geçmişte de hayal kuranlar vardı, o hayallerin içinde boğuldular.

REJİMİN DIŞINA ÇIKILAMAZ:

Hiç kimse, hiçbir kurum, Türkiye’yi, anayasası ile belirlenmiş rejimin dışına çıkaramaz. Türkiye, laik, demokratik, sosyal bir hukuk devletidir. Lütfen, korkularımızın, duygularımızın esiri olmayalım. Türkiye Cumhuriyeti, Atatürk’ün kurduğu rejimi ve temel ilkeleriyle sonsuza kadar var olacaktır. Türkiye Cumhuriyeti, güçlü olmanın dinamiğini iç yapısında bulur.

İCAZETİ HALKTAN ALIRIZ:

Zaman zaman kulağımıza gelen bazı şeyler bizleri üzmektedir. Ben geçen sene ABD'yi ziyaret edeceğim zaman bazıları 'komutan icazet almaya gidiyor' dediler. Çok üzüldüm. TSK’nın komutanı, başka ülkeye gidip kimden icazet alacak? Böyle şey olur mu? Başka bir ülkenin böyle bir icazet verme gibi ne değeri olur, ne isteği olur. Bunlar kendi cumhuriyetimizi küçümsemek anlamına gelir. Türkiye’nin böyle bir şeye ihtiyacı yok. Bunda başkalarının kabahati yok. bunu kendi kendimize yapıyoruz. Bunu yapanlardan da utanç duyuyorum. Atatürk kimden icazet aldı da Türkiye Cumhuriyeti’ni kurdu? Türk iradesinden, Türk halkından aldı. Biz de icazetimizi oradan alıyoruz. Biz Türk halkına, sizlere güveniyoruz. Tüm gücümüz sizden aldığımız vatan, bayrak, Atatürk sevgisi.

MÜSAADE ETSİNLER DE İNCİNELİM:

Ermeni konusunun bizi üzdüğünü herhalde tahmin edersiniz. ABD’nin yasal organlarına intikal etmiş bir konu hakkında, 'efendim siz böyle yaparsanız biz böyle yaparız' gibi şeyler söylemek istemiyorum. 50 senedir ABD silahlı kuvvetleri ile beraber çalışmış bir insan olarak şunu söylüyorum; Biz böyle bir şey olursa inciniriz. ABD silahlı kuvvetlerinin değerli komutanlarının hepsi de bunu paylaşır. Müsaade etsinler de incinelim. Saygıyla söylüyorum, ama inciniriz. Ben Kongre’nin iradesine karşı herhangi bir şey koyamam. Ben askerim, ama inanıyorum ki ABD’nin sağduyulu vatandaşları -kongreye bir şey demiyorum- iradeye sahipler. ABD ile yakın ilişkilerimizde bu ziyareti yapma gereği duyduk. Gücüm ve kapasitem oranında Türkiye’ye yararlı olması için elimden geleni yapacağım.

DİASPORADAKİ TÜRKLER:

Dünyada, kendi ülkeleri dışında yaşayan insanlar var. Ermeni, Rum diasporası gibi. Peki kendi ülkeleri dışında yaşayan Türk vatandaşlarına ne diyeceğiz? İşte buradasınız. O zaman size iş düşmüyor mu? Türkiye Cumhuriyeti dışında yaşayan insanların bir araya gelip ulusal çıkarlarımızı daha iyi korumaları gerekmez mi? Niye onların sesleri diğerleri kadar çıkmıyor? Diasporadaki Türklerin sesleri diğerleri kadar çıksa, ne Ermeni soykırımı ortaya gelir, ne Türkiye böyle bir şeyle karşı karşıya gelir. Kusura bakmayın, sizi şikayet ediyorum. Milliyet

Hiç yorum yok: