insanların düşünmesine de engel olan bir eğitim ve medya var. İnsanların düşüncesi yasaklanmış vaziyette. Biz insanların düşünmesinin önünü açmak istiyoruz. Düşünmek, soru sormakla başlar.

Ahmet Altan

13 Şubat 2007 Salı

ESER KARAKAS

Dış ticaret ve Gümrük Birliği yalanları

Her konuda olduğu gibi, ekonomide de doğru istatistik, bilgi ve şeffaflık sahtekarların, üçkağıtçıların foyasının ortaya çıkışını kolaylaştırıyor, çabuklaştırıyor.

Türkiye’de de son yıllarda ortaya çıkan ve maalesef bir bölümü akademik unvanlar da taşıyan, sahtekarlığı ve yalancılığı zirveye taşımayı başarabilen bir iktisatçı grubu Türkiye’nin milli geliri içinde gerçekten büyük oranlara ulaşan dış ticaret açığının temel sorumlusu olarak AB ile gerçekleşen Gümrük Birliği’ni göstermekten çekinmiyorlar.

Ancak, yazımın başında da değindiğim gibi özellikle Türkiye İstatistik Kurumu (eski Devlet İstatistik Enstitüsü) tarafından üretilen sağlıklı istatistik, bilgi ve bu üretimin gerçekleştirdiği şeffaf ortam sayesinde bu sahtekarların foyaları çok çabuk ortaya çıkıyor ama bu üçkağıtçı grubu vatandaşı enayi yerine koyma misyonunu yine sürdürüyor ve tüm bilgi ve istatistiklere rağmen bu komik iddialarını devam ettiriyorlar.

Rant peşinde koşan ve eski güzel korumacılık günlerine dönmek isteyenlerin pompalamaları da doğal olarak işin cabası.

Dış ticaret açığı nereden kaynaklanıyor?

Bizlerin işi de TÜİK verilerine dayanarak bu sahtekarları deşifre etmek.

Gelelim TÜİK’in yayınladığı son dış ticaret verilerine.

Türkiye 2006 senesinde 51.8 milyar dolar dış ticaret açığı veriyor (85.1 milyar dolar ihracat, 137 milyar dolar ithalat) ve gerçekten bu azımsanmayacak bir büyüklük ama bu sorunun kaynağının AB ile yapılan Gümrük Birliği olduğunu söylemek tam bir sahtekarlık.

Sözkonusu 51.8 milyar dolarlık dış ticaret açığının yüzde 75.2’si altı ülke ile yapılan dış ticaret ve verilen dış ticaret açıklarından kaynaklanıyor.

2006 dış ticaret açığının yüzde 44.6’sı yani 23.1 milyar dolarlık bölümü Rusya ve Çin ile yapılan ticaretten geliyor; 2006 senesinde Rusya ile olan dış ticaret açığı yüzde 35.5, Çin ile de yüzde 39.9 artış göstermiş ve bu iki ülke de AB üyesi bildiğim kadarı ile değiller.

Çin ve Rusya’yı izleyen dört diğer ülke Almanya, İran, Güney Kore ve İsviçre.

Görüldüğü gibi bu altı ülkeden sadece biri, Almanya AB üyesi ve bu ülke ile olan dış ticaret açığı 4.8 milyar dolar.

Oysa, Rusya ile olan ticaret açığımız 14.3 milyar dolar, Çin ile olan açık ise 8.8 milyar dolar.

İran’la mevcut dış ticaret açığımız ise 4.6 milyar dolar.

Bu altı ülke ile yapılan dış ticaret toplam dış ticaret açığının yüzde 75.2’sini oluşturuyor ama özellikle Rusya ve İran ile olan mevcut dış ticaret açığının kökeninde enerji ithalatı, büyük enerji ithalatının arkasında ise ülkemizin yüksek büyüme oranları var.

Enerji ithalatını azaltmak için büyümeyi kısmak gerekiyor ama aklı başında kimsenin bunu tercih edeceğini zannetmem.

Sözkonusu altı ülke ile olan açıktan bir Gümrük Birliği kurumu olan ortak gümrük tarifelerini de sorumlu tutmak çok anlamsız zira ithalat faturamızın en büyük bölümü enerji; OGT olmasa enerji ithalatımıza mı daha çok vergi koyacağız, belli değil.

Sözün özü

TÜİK’in açıkladığı veriler ortada.

Bu dış ticaret verilerine bakarak dış ticaret açığının AB ile Gümrük Birliği’nden kaynaklandığını iddia etmek gerçekten büyük sahtekarlık ve yalancılık.
13.02.2007-Star Gazetesi

ESER KARAKAS

Hiç yorum yok: