insanların düşünmesine de engel olan bir eğitim ve medya var. İnsanların düşüncesi yasaklanmış vaziyette. Biz insanların düşünmesinin önünü açmak istiyoruz. Düşünmek, soru sormakla başlar.

Ahmet Altan

14 Şubat 2007 Çarşamba

Irak direnişi, barışı tartışıyor
The Independent- Robert Fisk


İlk kez, Sünni direnişçiler Irak'ta bir ateşkes için şartlarını açıkladı. Irak'ın önemli direniş grupları, Amerika ve İngiliz güçlerinin dört yıl önce müdahale ettikleri Irak'tan çekilmelerine imkân verecek bir ateşkes için koşulları belirledi.

Ancak, bu mevcut koşulları herhangi bir ABD yönetiminin karşılaması imkânsız görünüyor; ancak şu ana kadar 3 bin ABD askerinin yaşamına son veren direniş gruplarından Sünni Irak İslam Direnişi Hareketi liderlerinden Ebu Salih El Celani ve yandaşları ciddi bir biçimde işgal ordusu ile temas kurmayı tartışıyor.

El Celani'nin grubu, ABD'nin 2003'teki işgalinden kısa bir süre sonra şiddetli saldırılar başlatan direniş örgütünün askerî kanadını oluşturuyor. Bu nedenle, sadece Sünni Müslüman savaşçıların görüşlerini temsil etse bile barış açıklamaları büyük önem taşıyor. Şii militanlardan hiçbir yerde bahsedilmiyor. Sünni grubun talepleri arasında, Irak anayasasının tümünün iptali de bulunuyor; çünkü tüm petrol bulunan bölgeler bu anayasa ile Iraklı Şia ve Kürtlere veriliyor, Sünni toplumuna değil. Sünniler, hâlâ Washington'un Irak savaşındaki ana düşmanları olmayı sürdürüyor.

El Celani, açıklamasında, "Müzakereler ve tartışmaların, Irak'ta akan kanın durdurulması için bir ilke olduğuna inanıyoruz. Amerikalılar ülkemizden çekilmeyi ve halkımızı barış içinde bırakmayı müzakere etmek isterlerse, biz meseleyi belli koşullarda ve şartlarda müzakere edeceğiz." diyor ve BM'nin Arap Ligi'nin, İslam Konferansı Örgütü'nün bu müzakerelere liderlik etmesini ve katılımcıların güvenliğini garantilemesini istiyor.

Örgütün koşullarını şöyle sıralayabiliriz: İyi niyet göstergesi olarak Irak cezaevlerinde tutulan 5 bin Iraklının serbest bırakılması. Direnişin meşruiyetinin ve onun Irak halkının iradesini temsil etmedeki rolünün kabulü. Tüm anlaşmalar için uluslararası garantili bir zaman çizelgesi. Kamuoyu önünde vuku bulacak müzakereler. Direnişin, tüm cihatçı tugayların temsilcilerinden oluşan bir komite tarafından temsil edilmesi. ABD'nin, Irak'taki büyükelçisi ve üst düzey komutanları tarafından temsil edilmesi.

Amerikalıların bu koşullara itiraz edeceğini görmek zor değil. Her şeyden önce, son dört yıldır "terörist" olarak tanımladıkları adamlarla konuşmak istemeyeceklerdir. Direnişin, Irak halkının iradesi olarak görülmesini kabul etmeleri, seçilmiş Irak hükümetinin anlamını yitirmesine, değersizleşmesine neden olacaktır.

Ancak, direniş hareketinin kendisi içinde de kayda değer bir tartışma olduğunu ortaya koyan noktalar var -muhtemelen bu örgütün rakibi Irak İslam Ordusu'nu da içeren bir tartışma. Örneğin, militanların ve yasadışı militan örgütlerin dağıtılması çağrısında bulunuyorlar- bu, aylardır ABD hükümetinin Irak Başbakanı Nuri el Maliki'nin yapması için baskı yaptığı bir husustu. Anlaşma şartları arasında eski Irak ordusunun yasallaştırılması, Irak'ın yeniden inşası ve tüm savaş zararlarının tazmini için bir Anglo-Amerikan sözü de bulunuyor ki bunlar işgal güçlerinin uzun zamandır yapmaya çalıştıklarını iddia ettikleri şey. Son olarak da, direniş savaşçılarının yeniden oluşturulan orduya entegre edilmesini istiyorlar. El Celani, Maliki'nin hükümeti ile bir müzakerenin olmayacağını; çünkü onun Iraklıların militanlar, ölüm timleri ve güvenlik aparatları tarafından öldürülmesinde suç ortaklığı yaptığına inanıyor. Ancak bu direniş grubu, Irak'ın bütünlüğü çağrısı yapıyor ve ülkenin "Irak halkı arasında bölünmesini" tanımıyorlar. Amerika'nın bu önerilere cevabını tahmin etmek zor değil. (The Independent, 11 Şubat 2007)

ROBERT FISK
14/02/2007

Hiç yorum yok: