insanların düşünmesine de engel olan bir eğitim ve medya var. İnsanların düşüncesi yasaklanmış vaziyette. Biz insanların düşünmesinin önünü açmak istiyoruz. Düşünmek, soru sormakla başlar.

Ahmet Altan

8 Mayıs 2007 Salı

08.05.2007 - Alman basınından özetler...

Alman basınında bugün, Nicolas Sarkozy’nin cumhurbaşkanlığına seçilmesine ilişkin yorumlar geniş yer tutuyor.

Financial Times Deutschland gazetesi, Jacques Chirac’ın AB Anayasası referandumunda aldığı yenilgiden sonra, Fransa’nın nihayet yine iş yapacak duruma geldiğini vurguluyor. Yeni seçilen Sarkozy’nin, önceki tüm cumhurbaşkanı adaylarından daha fazla oy topladığına dikkat çeken gazete, bu durumda kendisini tüm yetkilerle donanmış bir cumhurbaşkanı olarak hissetme şansına kavuştuğunu belirtiyor. Yıldızı yükselen Sarkozy’nin dediğini yaptırma özelliğine de sahip olduğuna değinen gazete, bu özelliğinin, onun istedikleriyle Avrupa’nın çıkarlarının örtüştüğü noktalarda iyi kullanılabileceğine de dikkat çekiyor.

Main - Echo adlı gazete, Merkel ile Sarkozy’nin, onlarca yıldan bu yana iki ülke arasında gelişen güven ortamı zemininde yeni bir sayfa açabilecekleri görüşünü dile getiriyor. Yorum şöyle devam ediyor: ”Bu dostluk, günlük hayatta, yani örneğin Airbus uçak şirketi gibi, Avrupa Anayasası gibi, farklı görüşlerin bulunduğu ve ulusal çıkarların öne çıktığı durumlarda sınavdan geçmiş olacaktır.” Main-Echo gazetesi, önceki Fransa Cumhurbaşkanı Jacques Chirac’ın, kadın meslektaşlarının elini öpmesine atıfta bulunarak, yorumunu, “El öpme dönemi artık kapanmıştır, şimdi ayakları yere basan politikalar üretilme zamanıdır” sözleriyle noktalıyor.

Berlin’de yayınlanan Der Tagesspiegel gazetesinin yorumunda, Angela Merkel’ın Almanya’nın Avrupa semalarında geçen yıl parlayan tek yıldızıyken, şimdi yeni yapılanmalar için çok iştahlı olan Fransa’nın yeni Cumhurbaşkanı’nın O’na katıldığını, İngiltere’de de Blair’ın liderliği Gordon Brown’a bırakacak olmasıyla, Avrupa’nın yine üçlü motor gücüne kavuşacağı görüşünü savunuyor. Gazete, bu üç liderin de AB’nin duygusal eğilimlerinden uzak, üç pragmatik politikacı olduğunu belirtiyor ve bu üç liderin Batı’nın güçlerini sarıp sarmalayacak, İran ve Rusya gibi ülkelerin Avrupa’yı birbirinden koparma girişimlerine pabuç bırakmayacak güçte olduğuna dikkat çekiyor. Başkan George Bush’un da yaklaşık iki yıl içinde görevden ayrılmasıyla, Avrupa’nın ABD’ye mesafeli yaklaşma gayretlerinin de son bulacağına değinen Der Tagesspiegel gazetesi, transatlantik ilişkilerden yana olan Sarkozy’nin seçiminin, bu anlamda tam zamanında geldiği görüşünü de vurguluyor.

Son olarak Münih’te yayımlanan Süddeutsche Zeitung gazetesinin yorumuna göz atıyoruz. Gazete, Sarkozy’nin yenilenme politikalarının, Fransız doktrininin yeni yorumunu ne ölçüde uygulayabileceğine bağlı olduğunu belirterek yorumuna şöyle devam ediyor: “Yani, artık blokların olmadığı bir dünyada, ne yapacakları önceden kestirilemeyen Rusya ve Çin’in de içinde bulunduğu çok kutuplu ve istikrarsız bir ortamda Sarkozy’nin Fransa’ya bir yer bulup bulmaması, yenilenme politikalarının başarısını gösterecektir.”

Derleyen: Çelik Akpınar DW

Hiç yorum yok: