insanların düşünmesine de engel olan bir eğitim ve medya var. İnsanların düşüncesi yasaklanmış vaziyette. Biz insanların düşünmesinin önünü açmak istiyoruz. Düşünmek, soru sormakla başlar.

Ahmet Altan

24 Kasım 2007 Cumartesi

K.Irak'ta bir Kürt devleti kurulsun

Zihinsel egzersiz yoluyla bir beyin fırtınasının ön koşullarını yaratmaya çalıştığımıza göre biraz daha ileri gidelim ve ‘Kuzey Irak’ta bir Kürt devletinin Türkiye’nin aktif katkısı ve desteği ile kurulması neden olmasın ki’ diye de soralım

Bugün tepki görmesi muhtemel bir fikri sadece üzerinde düşünülmesi amacıyla ortaya atacağız. Kuzey Irak’ta bir Kürt devleti kurulmasını neden desteklemeyelim sorusu bu. Yıllardır bu sorunun sorulması ve düşünülmesi bile tehlikeli sayıldı, orada bir Kürt devletinin kurulması ile Türkiye’nin bölünmesi arasında bir neden- sonuç bağlantısı varmış gibi korkular yaratıldı. Oysa bu bağlantı yok ve hatta bu olası bağlantıları bile koparacak bir gelişme olabilir. Hakim paradigmadan çıkıp yeni bir paradigmaya geçişi gerektiriyor bu düşünce biçimi. Yani bir paradigmatik kopuş durumu söz konusu.

Zihinsel egzersiz yoluyla bir beyin fırtınasının ön koşullarını yaratmaya çalıştığımıza göre biraz daha ileri gidelim ve ‘Kuzey Irak’ta bir Kürt devletinin Türkiye’nin aktif katkısı ve desteği ile kurulması neden olmasın ki’ diye de soralım.

Bugüne kadar resmi söylem dünkü durumu aynen sürdürmek amacına yönelikti. Halbuki dünkü durum çoktan yok oldu gitti. Irak’ın bütünlüğü diye bir şey artık yok. Belki de hiç olmadı ve bu suni ülke, dağılması amacıyla kurulmuş da olabilir. Kürtler Kuzey Irak’ta bir sistem kurmak amacıyla ortaya çıktılar ve kuracakları sistemi ancak Türkiye’nin yardımıyla kurabilirler bunu da görüyorlar. Bölgedeki aşiretler ve liderlerinin temelde Türkiye’ye düşmanlıkları yok. Onların çoğu Türkiye ile işbirliğini istiyorlar. Bölgede var olabilmelerinin ve sistem oluşturabilmelerinin garantisinin ancak Türkiye olabileceğini görüyorlar.

Türkiye buna karşılık yeni gerçeği görmeyen tavrını sürdürürse ve düşmanlar söyleminde kalırsa büyük bir potansiyeli de israf edecek.

1- Kuzey Irak’ta bir Kürt devletinin olması, terörü azdıracak bir gelişme olmayacağı gibi tersine bu terörü azaltacak bir gelişme de olabilir. Bölgeye devlet düzeni getirildiği takdirde hem sınırlarımızın güvenliğini hem de terörist desteğini devlet ciddiyeti bekleyerek Kürtlerle konuşabiliriz. Bunu da tarihten gelen takıntılarımız nedeniyle reddedersek zararlı çıkan yine biz oluruz.

2- Kuzey Irak’ta bir oluşum zaten var. Devlet şeklinde kurumlaşmasını tamamlamadan zaten var olan bu oluşumun elinde ciddi ekonomik güç var ve potansiyeli de büyük. Bu oluşum devlet şekline dönüşmek için yardım bekliyor, bunun Türklerden gelmesini de istiyorlar. Biz bunu reddedersek başkaları devreye girip boşluğu mutlaka dolduracak. Orada o boşluğun olmamasını sağlamalıyız.

3- Bu konuda adımlar zaten atıldı. Aralarında Oyak’ın da bulunduğu birçok Türk şirketi, Kuzey Irak’ta Kürt otoritesinin de desteği ile büyük işler başarıyorlar. Oluşumun tüm ekonomik altyapısı Türkler tarafından kuruluyor. Yeni ve büyük yatırımlarda hep Türkler var. Oradaki potansiyel büyük. Güneydoğu Anadolu’da ise ekonomik geleceğini Kuzey Irak’a bağlamış olan orta ve küçük sermayeli birçok şirket var. Bunların sahibi ‘Türk veya Kürt’ Türkiye vatandaşları.

4- Türkiye ekonomi dışında devlet sistemi oluşturma konusunda know how’ını da Kuzey Irak’a açmalıdır. Polis sisteminin ve hatta düzenli ordunun kurulmasında onlara yardım etmeliyiz. Gerekirse komutanlarını da Türkiye’de eğitelim.

5- Türkiye’nin yayıncılık sektörü çok güçlü. İstenirse Kuzey Irak’a özel yayın yapan TV kanalları da oluşturabilir. Türkiye artık Kürtçe tartışmalarından çıkıp kendisini yenilemeli. Bölgede yayıncılığın müşterisi mutlaka fazla da olacak. Kitap ve dergi talebini de karşılayabiliriz.

6- Eğitim sisteminin oluşmasında da know how verebiliriz onlara. Okuyup hayatlarını değiştirmek isteyen Kürt gençlerine Türkiye yeni imkânlar açabilir.

Hayal etmek değil mi? Bunun sınırı yok. Ancak hayal etmeden Türkiye bölgede güçlü hale de gelemeyecek. Bu görülüyor. Hayal edelim, tartışalım ve korkmadan adımlar atalım. Olacağını sandığım gelişmeler olursa Kuzey Irak sınırı en güvenli sınırlardan biri haline gelebilir.

Gayet tabii dediğim hiçbir şey Türkiye’nin teröre karşı hazır ve güç kullanmaya hazır olarak beklemesini de dışlamıyor. Temelde istikrar, güven ve sistem arayışı içinde olan Kuzey Irak Kürtleri de teröre karşı.

Eğer inisiyatifi biz almazsak ve eski fikirlerle konuya yaklaşmayı sürdürürsek hem kaybedeceğiz hem de bölgeyi yönlendirme gücümüzü tamamen yitireceğiz.

Kuzey Irak’ta bir Kürt devleti kurulsun. Türkiye de bu devletin kurulmasına yardımcı olsun.

Bölgeye barış, istikrar ve ekonomik kalkınmayı getirecek yeni bir açılım olabilir bu.

Şu da var; biz hiçbir şey yapmasak, devamlı karşı olduğumuzu söylemeyi sürdürsek dahi, bütün bu gelişmeler bizi dışlayarak zaten olacak gibi gözüküyor. Gerçekçi olunup akıntıya karşı kürek çekmeyi bırakıp inisiyatifi ele almak gerekiyor. O bölgede ne İran ne ABD ne de İsrail’in, Türkiye kadar gücü ve imkânı yok ve olamaz da. Bölge halkı da ‘Türkiye’ diyor. Cesur olalım ve gerekeni yapalım.

SERDAR TURGUT

Hiç yorum yok: