insanların düşünmesine de engel olan bir eğitim ve medya var. İnsanların düşüncesi yasaklanmış vaziyette. Biz insanların düşünmesinin önünü açmak istiyoruz. Düşünmek, soru sormakla başlar.

Ahmet Altan

19 Şubat 2007 Pazartesi

Non pasarant….

Faşizmin böylesine arsızlaştığı bir dönemi hatırlamıyorum bu ülkede.

Devlet desteğini arkalarına almanın getirdiği şımarıklıkla gittikçe saldırganlaşıyorlar.

Bugüne kadar “sosyal demokrat” maskesi ardına saklananların artık bu “son fasılda” saklayacak bir şeyleri kalmadığı için peçelerini sıyırıp atmaları, toplumun vicdanı olması gereken solu da yok ettiği için, faşizm saflarına katılacak olanları durduracak bir vicdan engeli de kalmadı.

Siyasi iktidarın içindekilerin “makam ve koltuk” kaygılarıyla, faşist saldırıları “milliyetçi hislenmeler” diye tarif etmesi de onlara geniş bir özgürlük alanı açıyor.

Cumhuriyetin kuruluşundan beri “gizli bir iktidar” olarak varlığını sürdürenler ise Türkiye’nin dünyayla kaynaşmasının onların bu “illegal” iktidarını sona erdireceğini bildikleri için zaten faşizmi bütün güçleriyle destekliyorlar.

Böylece, faşizm, gelişmek için ihtiyaç duyduğu zehirli besini devletin memelerini emerek elde ediyor.

Dünyanın ve Türkiye’nin geçtiği süreçte esnafın zorlanması, köylülüğün yapısal bir değişikliğe maruz kalması, varoşların işsizlerle dolması, gerekli kadroları onlara sağlıyor.

Yetenekleri pek gelişmemiş, anadilini zorlukla konuşan, sanatla hiçbir ilgisi olmayan, kendi ülkesinin edebiyatından nefret eden, tarihini bilmeyen öfkeli ve çaresiz bir kalabalık kollarına “gamalı haçlarını” bağlayarak sokaklara çıkıyor.

Yaşamayı ve yaşatmayı bilmediklerinden, var olduklarını kanıtlayabilecekleri tek yer ölüm.

Onun için öldürmeyi kutsuyorlar.

“Yaşasın ölüm” diye bağırıyorlar.

“Hepimiz katiliz” diye haykırıyorlar.

İşledikleri her suçtan sonra sırtları sıvazlanıyor, bayrakların önünde resimleri çekiliyor, mahkemelerde serbest bırakılıyorlar.

Amaçları Türkiye’yi kanlı bir kargaşanın içine sokmak, büyük kıyımlar yapmak, ülkeyi dünyadan koparmak, vahşi bir diktatörlük oluşturmak.

Bu ülkenin ve bu toplumun, tarihinde hiç görmediği türden büyük bir acı çekmesi, iç savaşlarla parçalanması, katliamlarla kanaması için ellerinden geleni yapıyorlar.

Bunu, onlara yaptırmayacağız.

Türkiye’yi onlara bırakmayacağız.

Ülkesini iki parça eden Hitler gibi, topraklarını kendi isteğiyle Alman işgaline açan Mussolini gibi kendi toplumuna düşman olanlar, kendi insanına ihanet edenler burada da ortaya çıkabilir.

Çıkıyor da.

Ama başaramayacaklar.

Burayı iç savaşlarla bölmelerine, ülkeyi sırtlan sürüleri gibi parçalamalarına, Türklüğü barbarlıkla eşdeğer duruma düşürmelerine, evlatlarımızın geleceğini mahvetmelerine izin vermeyeceğiz.

Almanlarla işbirliği yapan İspanyol faşistlerine, “non pasarant”, “geçit yok” diyerek karşı duran İspanyol cumhuriyetçilerinden bir eksiğimiz yok bizim.

Gerektiğinde, bu ülkeyi, bu insanları, bu toprakları, tek amaçları bütün değerlerimizi parçalamak olan faşizme karşı savunuruz.

Bu ülkenin çocuklarına özgür ve mutlu bir ülke bırakmak bizim borcumuz.

Mimarisiyle, müziğiyle, edebiyatıyla, yaratıcılığıyla, üretimiyle övünen bir ülke yaratmak bizim hayalimiz.

Bu hayalimizi gerçekleştireceğiz.

Türkiye’yi gelişmiş dünyanın saygıdeğer bir üyesi yapacağız.

Emin olun bunu başaracağız.

Faşizm, kadrolarını “umutsuzlukla” hırpalanmış insanlardan derler, biz bu ülkede umudu yeniden dirilteceğiz.

Mutlu ve özgür bir toplum olabilmenin tam kıyısında duruyoruz, bir adım daha attığımızda yepyeni bir hayata başlayacağız, karşımıza çıkartılan faşizm bu adımı atmamızı engellemek için.

Ama o adımı atacağız.

Umudun ilk ışığıyla birlikte faşizmin eridiğini, kadrolarını kaybettiğini göreceksiniz.

Faşizmin muhtaç olduğu karanlığı yaratmak için bütün ümitleri söndürmeye çalışıyorlar.

Bizim başka bir silaha ihtiyacımız yok, sadece ümidi canlı tutabilmemiz bile yeter onları yenmeye.

“Non pasarant” diye bağıran İspanyol cumhuriyetçileri kahramanca ölerek yenildiler.

Dünya o günden bugüne çok değişti.

Biz “kahramanca yaşayarak”, toplumun kıyısında durduğu mutluluğu insanlara göstererek galip geleceğiz.

Bu ülkeyi kanlı bir av gibi parçalamalarına izin vermeyeceğiz.

Faşizm bu topraklarda geçit bulamayacak.

Tarih boyunca yenildiler.

Bir kez daha yenilecekler.

Ahmet Altan
Gazetem.net

Hiç yorum yok: